Çelik Kubbe yatırımı Türkiye’nin hava savunma önceliğini güçlendiriyor. Katmanlı hava savunma sistemi tüm ülkeye yayılacak, NATO taahhütleri ve savunma stratejisi detaylarıyla haberde.
Çelik Kubbe yatırımı Türkiye’nin hava savunma stratejisinde öncelikli hedef haline gelirken, Bakanlık kaynakları ülke çapında katmanlı sistemin kurulacağını duyurdu.
Savunma Önceliği Çelik Kubbe Yatırımlarında Netleşiyor
Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, Türkiye’nin savunma sanayii planlarında hava savunma sistemlerine yatırımın birinci sıraya alındığını vurguluyor. “Öncelikli olarak hava savunma sistemimize (Çelik Kubbe) yatırım yaparak katmanlı hava savunma sistemini tüm ülkemize yaymayı planlıyoruz” açıklaması, Türkiye’nin hava sahasını katmanlı bir kalkanla donatma stratejisini gözler önüne seriyor.
Bu vizyonun yalnızca radarlar ve füzelerle sınırlı kalmadığı belirtiliyor. Savunma bütçesi artarken hipersonik, balistik ve seyir füzelerinden yeni nesil uçak gemileri, insansız hava araçları, kara ve deniz sistemlerine kadar çok sayıda projeye eş zamanlı kaynak ayrılıyor. Türkiye’nin yerli ve milli sistem geliştirme iradesi, ihracat hedefleriyle de destekleniyor.
Türkiye’nin NATO’daki Konumu ve Taahhütleri
Savunma Bakanlığı kaynakları Türkiye’nin NATO içindeki rolünü şu sözlerle özetliyor: “Türkiye Savunma Harcamaları Taahhüdü kapsamında, yüzde 2’lik hedef kriterinin üzerindedir.”
İttifak’ın en büyük ikinci ordusuna sahip olan Türkiye, NATO harekât ve misyonlarına katkı sağlayan ilk beş ülke arasında yer alıyor. NATO tarafından belirlenen kabiliyet hedeflerinin tamamını karşılayabilen Türkiye, stratejik ortaklıklarını ve ittifak içindeki sorumluluklarını yerine getiriyor.
Ayrıca savunma bütçesinin büyümesi, Ar-Ge yatırımları ve sanayi kapasitesinin güçlendirilmesi Türkiye’nin hem ulusal hem de kolektif savunmadaki rolünü artırıyor. Türkiye, NATO’nun doğu kanadındaki caydırıcılığın önemli bir parçası olarak konumlanıyor.
Savunma Sanayiinde Katmanlı Sistemler Dönemi
Çelik Kubbe yatırımı, hava savunmasını çok katmanlı ve entegre bir yapıya kavuşturmayı amaçlıyor. Yer tabanlı radarlar, füze bataryaları, komuta kontrol sistemleri ve hava unsurlarını tek bir komuta merkezinde birleştirecek sistemlerin yaygınlaştırılması planlanıyor.
Türkiye’nin savunma sanayii şirketleri de bu kapsamda yerli üretim radarlar, füze sistemleri ve komuta kontrol yazılımları geliştiriyor. ASELSAN, ROKETSAN, HAVELSAN ve TUSAŞ gibi firmaların bu alandaki projeleri, Türkiye’nin bağımsız savunma kabiliyetini artırmayı hedefliyor.
Hava Savunma Katmanlarının Yaygınlaştırılması Hedefi
Milli Savunma Bakanlığı yetkilileri, Çelik Kubbe benzeri sistemlerin büyük şehirlerden sınır bölgelerine kadar tüm ülkeyi kapsayacak şekilde konuşlandırılacağını belirtiyor. Bu yapı, farklı irtifa ve menzildeki tehditleri aynı anda tespit ve imha edebilecek bir ağ kurmayı hedefliyor.
Günümüzde özellikle balistik füze tehditlerine karşı erken uyarı ve önleme yetenekleri kritik önem taşıyor. Türkiye’nin bu kapsamda hem NATO entegrasyonuna hem de ulusal komuta kontrol yapısına uygun çözümler geliştirdiği belirtiliyor.
Bölgesel Çatışmalar ve Nükleer Tehdit
MSB kaynakları ayrıca İran-İsrail-ABD ekseninde yaşanan gerilimlerin barış ve istikrarı ciddi risk altına aldığını vurguluyor. Özellikle İran’ın nükleer programına dair anlaşmazlıkların sadece diplomasiyle çözülmesi gerektiği ifade ediliyor.
“Nükleer tesislerin hedef alınması ve sonrasında meydana gelebilecek nükleer sızıntı bölge ülkeleri için hayati risktir” ifadesiyle, olası bir saldırının tüm bölgeye yayılabilecek etkilerine dikkat çekiliyor. Türkiye’nin güvenlik politikasında barışçıl çözümlerin ve diplomatik diyalogların öncelikli olduğu vurgulanıyor.
PKK’nın Silah Bırakma Süreci Yakından İzleniyor
Milli Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, PKK’nın silah bırakma sürecinin devletin ilgili kurumları tarafından çok dikkatli bir şekilde yönetildiği belirtiliyor.
“TSK’mız ülkemizin güvenliğinden taviz vermeden gerekli tedbirleri alarak sürecin başarıyla tamamlanması için her türlü gayreti göstermeye devam etmektedir” ifadesi, sürecin hem güvenlik hem diplomasi boyutuna işaret ediyor. Türkiye’nin terörle mücadele stratejisinde topyekûn yaklaşımın sürdüğü vurgulanıyor.
Kıbrıs’ta Arama Kurtarma Tatbikatı
Öte yandan Türkiye, deniz güvenliği ve arama kurtarma kabiliyetini geliştirmek için de çalışmalar yürütüyor. Kıbrıs Barış Harekâtı’nda dost ateşiyle batan ‘TCG Kocatepe’ gemisinde şehit olan Teğmen Caner Gönyeli’nin anısına yapılan tatbikatın 21’incisi bu yıl da gerçekleştirildi.
Tatbikatın kara aşaması Girne’de düzenlenirken, deniz safhasında Gazimağusa açıklarında uluslararası sularda senaryo uygulandı. Senaryoya göre Türk arama kurtarma bölgesindeki kuru yük gemisi ile düzensiz göçmen taşıyan ticari yat çarpıştı. Arama kurtarma personeli, denizdeki kazazedeleri “quick strop” yöntemi ve yüzer sedyelerle kurtardı.
Quick Strop ve Paraşütlü Müdahale
Tatbikatın ikinci aşamasında ise arama kurtarma timi 5 bin fit yükseklikten paraşütle atlayarak hedef bölgeye ulaştı. Kazazedeler olay yerine gelen sahil güvenlik botuna teslim edildi.
Bu tür tatbikatlar, Türk Arama Kurtarma Teşkilatı’nın uluslararası standartlardaki kapasitesini pekiştiriyor. Aynı zamanda bölgesel insani sorumluluğun bir parçası olarak arama kurtarma kabiliyetinin sürekli gelişmesi hedefleniyor.
Türkiye’nin Savunma Vizyonu Genişliyor
Savunma Bakanlığı yetkilileri, Türkiye’nin hem savunma sanayii altyapısını hem de operasyonel kabiliyetlerini genişlettiğini vurguluyor. Çelik Kubbe yatırımı, hava sahasının katmanlı korunmasını sağlayacak ve farklı tehditlere karşı esnek savunma seçenekleri sunacak.
Yerli ve milli savunma teknolojilerinin geliştirilmesi, savunma ithalat bağımlılığını azaltmayı ve ihracat kapasitesini artırmayı hedefliyor. Türkiye’nin savunma stratejisinde dengeli büyüme, caydırıcılık ve uluslararası işbirliği ön plana çıkıyor.
