,, ---
Terör örgütü YPG/PKK’nın, ABD’ye ait MQ-9 Reaper insansız hava aracını (İHA) düşürmesi, Suriye’nin kuzeyinde tansiyonu yeniden yükseltti. Bu olay, hem bölgedeki güç dengelerini hem de uluslararası ilişkileri etkileyebilecek bir gelişme olarak dikkat çekiyor. CNN’e konuşan yetkililer, örgütün insansız hava aracını Türk İHA’sı zannederek tehdit olarak algıladığı için düşürdüğünü belirtti. Peki, bu olayın perde arkasında neler var? Suriye’deki mevcut durum ne? İşte detaylar…
Suriye’de 13 yılı aşkın süredir devam eden iç savaş, muhaliflerin 27 Kasım 2024’te başlattığı büyük taarruzla sona erdi. Muhalifler, Halep, Hama ve Humus gibi stratejik şehirleri ele geçirerek 8 Aralık 2024’te Şam’ı çatışmasız bir şekilde kontrol altına aldı. Bu gelişmelerin ardından Beşar Esed, Rusya’ya kaçtı. Ancak Suriye’nin kuzeyindeki bazı bölgeler hâlâ terör örgütü YPG/PKK’nın kontrolünde bulunuyor.
YPG/PKK, Suriye’nin kuzeyinde kendine ait bir alan oluşturmuş durumda. Bu bölgelerde örgüt, hem yerel halk üzerinde baskı kuruyor hem de uluslararası güçlerle ilişkilerini sürdürmeye çalışıyor. Ancak son olay, örgütün ABD ile olan ilişkilerinde ciddi bir çatlak yaratabilir.
ABD’ye ait MQ-9 Reaper İHA, Suriye’nin kuzeyinde terör örgütü YPG/PKK tarafından düşürüldü. CNN’e konuşan yetkililer, örgütün İHA’yı Türk insansız hava aracı zannederek tehdit olarak algıladığını ve bu nedenle düşürdüğünü ifade etti. Bu durum, YPG/PKK’nın bölgedeki askeri hareketlilikten ne kadar tedirgin olduğunu gösteriyor.
ABD, bölgede hem YPG/PKK ile iş birliği yapıyor hem de Türkiye’nin güvenlik kaygılarını dikkate alıyor. Ancak bu olay, ABD’nin örgütle olan ilişkilerini gözden geçirmesine neden olabilir. Zira, ABD’nin kendi askeri ekipmanlarının örgüt tarafından hedef alınması, Washington’da ciddi bir rahatsızlık yaratmış durumda.
Suriye’deki iç savaşın sona ermesiyle birlikte yeni bir dönem başladı. Ancak bu yeni dönemde çatışmalar tamamen bitmiş değil. Suriye Ordusu ile YPG/PKK arasında kuzeyde devam eden çatışmalar, bölgedeki istikrarsızlığın sürdüğünü gösteriyor.
ABD ve Batılı devletler, Suriye’nin kuzeyindeki çatışmaların durması ve Türkiye’nin bölgeye yeni bir operasyon düzenlememesi için baskı yapıyor. Ancak Türkiye, YPG/PKK’nın sınır güvenliğini tehdit ettiğini belirterek operasyon seçeneğini masada tutuyor.
Son gelişmelerin ardından ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, YPG/PKK’ya yönelik operasyonları durdurmaya yönelik olası bir anlaşma için Türkiye’ye gelecek. Bunun yanı sıra ABD Savunma Bakanı, NSA Direktörü ve CIA Direktörü de Türkiye’deki muhataplarıyla görüşmeler yapmaya devam ediyor.
Geçtiğimiz günlerde Millî Savunma Bakanı Yaşar Güler, Birleşik Krallık Savunma Bakanı John Healey ile bir araya gelirken, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Metin Gürak ise ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Charles Q. Brown Jr. ile telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Bu yoğun diplomasi trafiği, bölgedeki gerilimi azaltmaya yönelik çabaların sürdüğünü gösteriyor.
YPG/PKK’nın ABD’ye ait bir İHA’yı düşürmesi, örgütün Washington ile olan ilişkilerini zora sokabilir. ABD, uzun yıllardır YPG/PKK’yı DEAŞ’a karşı mücadelede bir müttefik olarak görüyor. Ancak bu olay, ABD’nin örgüte olan güvenini sarsabilir.
Öte yandan Türkiye, bu durumu uluslararası arenada kendi lehine kullanabilir. Türkiye, YPG/PKK’nın ne kadar tehlikeli bir örgüt olduğunu bir kez daha vurgulama fırsatı bulabilir. Bu da ABD’nin, Türkiye’nin güvenlik kaygılarını daha fazla dikkate almasına yol açabilir.
Türkiye, uzun süredir Suriye’nin kuzeyindeki YPG/PKK varlığına karşı operasyon sinyalleri veriyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, defalarca terör örgütünün sınır güvenliğini tehdit ettiğini ve bu tehdidin ortadan kaldırılması gerektiğini dile getirdi.
Son gelişmeler, Türkiye’nin bu operasyonu gerçekleştirme ihtimalini artırabilir. Ancak ABD ve Batılı devletlerin baskısı, Türkiye’nin bu konuda daha temkinli hareket etmesine neden olabilir. Yine de Türkiye, sınır güvenliği konusunda taviz vermeyeceğini açıkça belirtiyor.
Suriye’deki iç savaşın sona ermesi, ülkede yeni bir dönemin başlangıcı oldu. Ancak bu yeni dönemde de çatışmalar ve gerilimler devam ediyor. YPG/PKK’nın kontrol ettiği bölgeler, hem Suriye’nin hem de uluslararası toplumun çözmesi gereken bir sorun olarak ortada duruyor.
ABD, YPG/PKK ile olan ilişkilerini yeniden değerlendirmek zorunda kalabilir. Türkiye ise bu durumu kendi lehine kullanarak bölgedeki etkisini artırabilir. Ancak Suriye’de kalıcı bir barışın sağlanması, tüm tarafların iş birliği yapmasını gerektiriyor.
YPG/PKK, ABD’ye ait MQ-9 Reaper İHA’yı Türk insansız hava aracı zannederek tehdit olarak algıladı ve bu nedenle düşürdü.
ABD’nin askeri ekipmanlarının YPG/PKK tarafından hedef alınması, Washington’da rahatsızlık yaratabilir ve ilişkileri olumsuz etkileyebilir.
Evet, Türkiye uzun süredir bu operasyonu planlıyor. Ancak ABD ve Batılı devletlerin baskısı, bu süreci zorlaştırabilir.
Evet, iç savaş muhaliflerin zaferiyle sona erdi. Ancak kuzeydeki çatışmalar ve YPG/PKK’nın varlığı, ülkede tam bir istikrarın sağlanmasını engelliyor.
Bu olay, ABD’nin YPG/PKK’ya olan desteğini yeniden değerlendirmesine neden olabilir. Ancak DEAŞ tehdidi devam ettiği sürece ABD’nin örgütle ilişkilerini tamamen kesmesi zor görünüyor.