Türk savunma sanayii tarafından geliştirilen SUNGUR Hava Savunma Füze Sistemi, sabit ve hareketli birliklerin düşük irtifa tehditlere karşı korunmasında kritik rol üstleniyor. 8 km'ye kadar etkili menzili, kızılötesi görüntüleyici arayıcı başlığı, yüksek manevra kabiliyeti ve HERİKKS-6 komuta kontrol ağına entegrasyonu ile dikkat çeken sistem, hem mobil hem sabit platformlara entegre edilebiliyor.

Times Of Defence Yazarı Öğr. Gör. Ömer Memoğlu, SUNGUR’un kısa menzilli savunma mimarisinde bir paradigma değişikliği yarattığını belirterek, “Bu sistem Türkiye’nin yalnızca cephe hattında değil, derin saha savunmasında da özerk bir zırh oluşturduğunu göstermektedir.” değerlendirmesinde bulundu. SUNGUR’un özellikle İHA, döner kanatlı hava araçları ve düşük irtifa uçaklarına karşı görev alacağı, gelişmiş dost-düşman tanıma (IFF) altyapısıyla da harp alanında ayrım gücünü artırdığı vurgulanıyor.
Teknolojik Sıçrama – Görüntüleme, Takip ve Hedef İmhasında Yeni Seviye
SUNGUR, sınıfında eşsiz kabul edilen kızılötesi görüntüleyici arayıcı başlık ve otomatik hedef takibi özellikleriyle hedefe kilitlenmeden önce saldırı planlayabilme imkânı sunuyor. Duyarsız mühimmat ve yüksek infilaklı kısmi delici harp başlığı ile etkili vuruş kabiliyeti sunan füze, 500 metreden 8 kilometreye kadar uzanan menzil aralığında görev yapabiliyor. Öğr. Gör. Ömer Memoğlu, sistemin teknik detaylarını şöyle yorumladı: “Görüş açısındaki esneklik ve termal nişangâh verilerinin kullanıcıya gerçek zamanlı sunulması, SUNGUR’u geleneksel MANPADS sistemlerinden ayıran en kritik farktır. Bu fark, teknolojik olarak NATO sınıfı birçok sistemle rekabet edebilecek düzeyde bir yükseliştir.”
Güvenlik Mimarisi – Kısa Menzilde Stratejik Kalkan
SUNGUR, özellikle asimetrik tehditler ve düşük irtifa saldırılar karşısında ön cephe ve lojistik hatlar için bir güvenlik perdesi işlevi görüyor. HERİKKS-6 entegrasyonu ve gelişmiş IFF altyapısı, sistemin modern harp doktrinlerine uygun çalışmasını sağlıyor. Kara ve deniz platformlarının yanı sıra hava platformlarına da entegre edilebilmesi, taktik esnekliği güçlendiriyor. Öğr. Gör. Memoğlu, “SUNGUR’un entegrasyon kabiliyeti, klasik savunma planlarının ötesine geçip çok katmanlı savunma senaryoları oluşturmamıza imkân tanıyor. Bu kabiliyet, Türkiye’nin hem sınır ötesi hem de içeriden muhtemel tehdit algılamalarına karşı çok yönlü/çok boyutlu bir hazırlık sürecini göstermektedir.” ifadelerini kullandı.
Geleceğin Muharebe Sahasında Türk İmzası
Çift kademeli katı yakıtlı roket motoru ve at-unut kabiliyeti sayesinde hızlı tepki süresi ve düşük hata payı sunan SUNGUR, modern savaş alanında mobilite ve sürat ihtiyacını karşılıyor. Sistem, helikopter ve insansız hava araçlarına entegre edilebilir yapısıyla da geleceğin hibrit savaş doktrinleriyle tam uyumlu. Öğr. Gör. Memoğlu bu çerçevede şunları söyledi: “SUNGUR, yalnızca bugünün değil, 2030 sonrası hibrit çatışma senaryolarında da aktif rol alabilecek biçimde tasarlanan bir hava savunma füze sistemidir. Türk savunma sistemlerinin/teknolojilerinin kendi gökyüzünü (Gök Vatan’ını) kendisinin koruyacağı yeni bir dönemin kapıları aralanmıştır.”