,, ---
NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Rusya-Ukrayna Savaşı’nın başlangıcından bu yana üye ülkeleri düzenli olarak savunma harcamalarını artırmaları konusunda uyarıyor. 2014’te alınan bir kararla, üye ülkelerin gayrisafi yurt içi hasılasının en az %2’sini savunmaya ayırmaları öngörülmüştü. 2014’te sadece 3 NATO üyesi bu kriteri karşılarken, geçen yıl bu sayı 11’e yükseldi.
Ukrayna’daki savaşın başlamasıyla birlikte Avrupa ülkeleri, savunma harcamalarını ve asker sayılarını hızla artırarak Rusya ile muhtemel bir çatışmaya hazırlıklı olma kararı aldı. Bu süreçte, eski ABD Başkanı Donald Trump’ın Avrupa’ya yönelik tehditleri de gündemdeydi. Trump’ın 2020’deki Davos zirvesinde AB Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen’e yönelik yaptığı “Avrupa’ya saldırı olursa size yardım etmeyeceğiz” şeklindeki sözleri, Avrupa’nın kendi güvenliğini sağlamak adına adımlar atmaya teşvik etti.
NATO’nun açık kapı politikası çerçevesinde genişlemesi devam ediyor. Ancak, özellikle Rusya’nın bu genişlemeye tepkisi oldukça sert. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, NATO’nun doğuya doğru genişlemesini sık sık eleştiriyor ve bu durumun verdiği rahatsızlığı dile getiriyor.
Türkiye, NATO’nun güneydoğu kanadında önemli bir konumda bulunuyor. Hem askeri yetenekleri hem de savunma sanayisi alanındaki gelişmeleriyle NATO içinde ayrıcalıklı bir yere sahip. Ayrıca Türkiye, terörle mücadelede de önemli bir rol oynuyor ve NATO’nun bu alandaki çabalarına önemli katkılar sunuyor.
NATO’nun Türkiye’nin de dahil olduğu güçlü müttefiklerle birlikte, kolektif savunma yapılanmasını güçlendirmeye odaklandığı görülüyor. Türkiye’nin, NATO içindeki konumu ve katkıları gelecekte de önemli olmaya devam edecek gibi görünüyor.