,, ---
Çin, savunma sanayiinde sürekli olarak gelişen bir güç ve son adımlarıyla dikkat çekmeye devam ediyor. CH-5 tipi SİHA, Çin’in geliştirdiği insansız hava araçlarından biri ve bu platforma havadan atılan balistik füze (ALBM) entegrasyonu gerçekleştirilmesiyle birlikte Çin, bu teknolojiyi kullanan ilk birkaç ülkeden biri oldu. Çin’in entegre ettiği balistik füze, KD-21 (2PZD-21) olarak biliniyor ve bu füze hipersonik hızlara ulaşabiliyor. Özellikle Mach 6 seyir hızına ve Mach 10 terminal hızına sahip olması, KD-21 füzesinin dünya genelindeki balistik füzeler arasında dikkat çeken bir teknoloji olduğunu ortaya koyuyor.
KD-21’in geliştirilmiş bir varyantı olan YJ-21, Çin Halk Kurtuluş Ordusu Donanması (PLAN) için geliştirilmiş bir gemisavar balistik füze olarak biliniyor. YJ-21, özellikle Çin’in Type 055 muhriplerine entegre edilmiş ve bu savaş gemilerinin dünya genelinde en ağır silahlı gemiler arasında yer almasına neden olmuştur. Havadan atılan balistik füze varyantı olan KD-21, bu sistemin daha mobil ve geniş bir operasyonel erişime sahip versiyonu olarak geliştirildi.
Çin’in bu hamlesi dikkat çekici olsa da, Türkiye bu alanda önemli bir liderlik pozisyonunu koruyor. Türkiye, özellikle BAYKAR ve Roketsan iş birliğiyle TRLG-230 ve TRLG-122 tipi taktik balistik füzeleri SİHA platformlarına entegre etmişti. Bu füzeler, Türkiye’nin yerli ve milli SİHA’sı olan AKINCI TİHA üzerinde başarıyla test edildi ve sahada etkin bir şekilde kullanılmaya başlandı.
İlk olarak İHA-230 ALBM‘in 2022 yılında, ardından İHA-122 ALBM‘in 2023 yılında atış testleri başarıyla gerçekleştirildi. Bu testler, Türkiye’yi SİHA platformlarına balistik füze entegrasyonunu başaran ilk ülke konumuna getirdi. Balistik füzelerin SİHA’lar aracılığıyla fırlatılması, özellikle sahada yüksek menzilli ve yüksek isabet oranına sahip operasyonlar yapabilme kabiliyetini artırıyor.
Türkiye’nin bu teknolojiyi geliştirmesi, özellikle sınır ötesi operasyonlar ve terörle mücadelede büyük avantaj sağlıyor. Balistik füzeler, genellikle karadan karaya atılan ve belirli bir parabolik yörünge izleyen silah sistemleridir. Ancak hava platformlarına entegre edildiklerinde, daha az yakıt harcayarak daha uzun menzillere ulaşabiliyorlar. Bu da hem lojistik hem de operasyonel açıdan büyük bir avantaj sunuyor.
Çin’in geliştirdiği KD-21 (2PZD-21) füzesi, havadan atılan balistik füze (ALBM) olarak sınıflandırılıyor ve bu teknoloji, Çin’in saldırı yeteneklerini ciddi şekilde artırıyor. KD-21, özellikle uçak gemisi gibi büyük ve hareketli hedeflere karşı kullanılmak üzere tasarlanmış bir silah sistemi. Resmi kaynaklara göre, füze 1500 kilometre menzile sahip ve hipersonik hızlara ulaşabiliyor. Bu özellikleri sayesinde, özellikle ABD’nin F-35C savaş uçağı gibi uçak gemisi tabanlı platformlarına karşı büyük bir tehdit oluşturuyor.
Füzenin Mach 6 seyir hızına ve Mach 10 terminal hızına ulaşabilmesi, onu hava savunma sistemlerine karşı son derece zor bir hedef haline getiriyor. Terminal aşamada dinamik manevralar yapabilen bu füze, düşman savunma sistemlerinin tepkilerini önleyerek hedefi imha edebiliyor. Bu özellikleriyle KD-21, Çin’in askeri gücünü önemli ölçüde artıracak bir balistik füze olarak öne çıkıyor.
Ayrıca KD-21, Çin’in H-6K bombardıman uçağı ile birlikte kullanılıyor. Bu entegrasyon, Çin’in saldırı operasyonlarını genişletmesine ve deniz hedeflerini daha etkin bir şekilde vurabilmesine olanak sağlıyor. Uçağın kanatlarına yerleştirilen KD-21 füzeleri, uçak gemileri gibi stratejik hedefleri vurmak üzere tasarlanmış durumda.
Havadan atılan balistik füzelerin (ALBM) önemi, stratejik askeri operasyonlarda kendini gösteriyor. Normalde karadan karaya atılan balistik füzeler, yakıt sarfiyatı ve menzil açısından bazı sınırlamalara sahiptir. Ancak hava platformlarına entegre edilen balistik füzeler, hava platformlarından daha yüksek irtifada atıldığı için daha uzun menzillere ulaşabilir. Ayrıca havadan atıldıklarında, hedefe ulaşma süreleri de önemli ölçüde azalır.
Bu tip balistik füzeler, hedefe hızlı ve sürpriz bir şekilde ulaşabilir. Özellikle yüksek hızlarda manevra yapabilme kabiliyetine sahip olmaları, düşman hava savunma sistemlerine karşı ciddi bir avantaj sağlar. Türkiye ve Çin gibi ülkelerin bu teknolojiyi geliştirmesi, onların askeri operasyonlarını daha etkili ve geniş bir yelpazede gerçekleştirmelerine olanak tanıyor.
Türkiye, SİHA platformlarına balistik füze entegrasyonunu başarıyla gerçekleştiren ilk ülke olma özelliğini koruyor. Ancak Çin’in de bu alanda hızlı bir ilerleme kaydetmesi, dünya genelindeki savunma dengelerinde önemli bir rol oynuyor. Çin ve Türkiye, bu alandaki gelişmelerle savunma teknolojilerinde öncü ülkeler arasında yer alırken, ALBM teknolojisinin kullanımının ilerleyen yıllarda daha da yaygınlaşması bekleniyor.
Türkiye’nin geliştirdiği İHA-230 ve İHA-122 füzeleri, özellikle terörle mücadele ve sınır ötesi operasyonlarda önemli bir avantaj sağlıyor. Bu füzeler, yüksek isabet oranları ve uzun menzilleri ile sahada kritik hedefleri etkisiz hale getirebiliyor. Çin’in KD-21 füzesi ise, deniz ve kara hedeflerine karşı kullanılmak üzere geliştirilmiş ve özellikle ABD gibi ülkelerin deniz kuvvetlerine karşı stratejik bir tehdit oluşturuyor.
Kaynak: SavunmaSanayiST.com