,, ---
12 Eylül 2024 Perşembe
Türkiye’nin Afrika’daki deniz güvenliği ve enerji işbirliği çabaları, Somali’ye gönderilecek savaş gemileriyle yeni bir boyut kazanıyor.
Milli Savunma Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Türk Donanması’na ait savaş gemileri, önümüzdeki günlerde Somali’ye hareket edecek. Bu hareketlilik, daha önce imzalanan savunma ve ekonomik işbirliği anlaşması kapsamında Somali’nin deniz alanlarının korunması görevinin bir parçası olarak değerlendiriliyor.
Türkiye ve Somali arasındaki enerji işbirliği de bu gelişmeyle birlikte daha da önem kazanıyor. Enerji Bakanlığı koordinasyonunda Somali’de gerçekleştirilecek sismik araştırmalar için bölgeye gidecek araştırma gemisine Türk savaş gemileri refakat edecek. Bu durum, Türkiye’nin bölgedeki enerji kaynaklarına olan ilgisini ve bu kaynakların güvenli bir şekilde araştırılmasına verdiği önemi gösteriyor.
Türk Donanması, son yıllarda Libya, Katar ve artık Somali gibi farklı coğrafyalarda görev alarak bölgesel etkinliğini artırıyor. Kıbrıs’ta inşa edilen yeni deniz üssüyle birlikte Türkiye, Doğu Akdeniz’de de daha güçlü bir deniz varlığı gösteriyor. Bu durum, Türkiye’nin hem bölgesel hem de küresel anlamda deniz güvenliğine verdiği önemi bir kez daha ortaya koyuyor.
Somali için ise Türk Donanması’nın gelişi, deniz güvenliğinin sağlanması ve ekonomik kalkınmanın desteklenmesi açısından büyük önem taşıyor. Ülke, uzun yıllar süren iç savaşın yaralarını sarmaya çalışırken, Türkiye gibi güçlü bir müttefik kazanmak Somali için önemli bir fırsat.
Türkiye ve Somali arasındaki ilişkiler, son yıllarda hızla gelişerek stratejik bir ortaklığa dönüştü. Savunma, ekonomi ve insani yardım alanlarındaki işbirliği, iki ülke arasındaki bağları güçlendirdi. Somali’ye gönderilecek savaş gemileri, bu ilişkilerin daha da derinleşeceğinin bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.
Türk Donanması’nın Somali’ye gönderilmesi, hem Türkiye hem de Somali için önemli bir adım. Bu gelişme, Türkiye’nin bölgesel etkinliğinin artmasının yanı sıra, Somali’nin deniz güvenliği ve ekonomik kalkınmasına da önemli katkılar sağlayacak.
NATO müttefiki Norveç, Türkiye ile ilişkilerde yeni bir sayfa açıyor. 2019’dan beri süregelen savunma sanayi ambargosunu kaldırarak, iki ülke arasındaki iş birliğinin güçlenmesine önemli bir adım attı. Bu karar, Türkiye’nin bölgedeki rolü ve NATO ittifakı içindeki konumu göz önüne alındığında, uluslararası ilişkilerde dikkat çekici bir gelişme olarak değerlendiriliyor.
Norveç’in bu kararı, Türkiye’nin Barış Pınarı Harekatı’nı başlatmasının ardından Avrupa Birliği üyesi birçok ülke tarafından uygulanan silah ambargolarının ardından geldi. Özellikle Almanya ve Fransa gibi ülkelerin Türkiye’ye yönelik bu tutumu, NATO içinde gerginliğe neden olmuştu. Norveç’in ambargoyu kaldırması, bu gerginliğin azalmasına ve iki ülke arasındaki güvenin yeniden tesis edilmesine katkı sağlayabilir.
Norveç’in bu kararı, Türkiye’nin savunma sanayii alanındaki gelişmelerini de yakından ilgilendiriyor. Türkiye, son yıllarda yerli ve milli savunma sanayii projelerine büyük yatırımlar yaparak önemli başarılara imza attı. Norveç ile yeniden başlayan iş birliği, Türkiye’nin bu alandaki yeteneklerini daha da güçlendirebilir ve yeni iş fırsatları yaratabilir.
Norveç’in ambargoyu kaldırması, sadece Türkiye-Norveç ilişkilerini değil, aynı zamanda bölgesel ve uluslararası dengeleri de etkileyebilir. Bu karar, diğer Avrupa ülkelerine de örnek teşkil edebilir ve Türkiye ile ilişkilerde yeni bir dönem başlatabilir. Ayrıca, NATO içindeki dayanışmanın güçlenmesine ve ittifakın daha etkin bir şekilde çalışmasına katkı sağlayabilir.
Norveç’in Türkiye’ye uygulanan savunma sanayi ambargosunu kaldırması, iki ülke arasındaki ilişkilerin yeni bir döneme girdiğinin göstergesi olarak değerlendiriliyor. Bu karar, hem Türkiye hem de Norveç için önemli kazanımlar sağlayabilir ve bölgesel istikrara katkıda bulunabilir. Ancak, bu gelişmenin uzun vadeli etkilerini görmek için henüz erken. İki ülke arasındaki iş birliğinin nasıl şekilleneceği ve ne tür sonuçlar doğuracağı, önümüzdeki yıllarda yakından takip edilmesi gereken bir konu.
Almanya, hava savunma sistemlerine yaptığı yatırımlarla dikkat çekmeye devam ediyor. Ülke, Ukrayna savaşında da etkinliğini kanıtlayan IRIS-T SLM hava savunma sistemini ordusuna dahil etti. Bu gelişme, Almanya’nın hava savunma kapasitesini önemli ölçüde artıracak ve Avrupa’daki güvenliği güçlendirecek.
Çarşamba günü Schleswig-Holstein’deki Todendorf askeri üssünde düzenlenen törenle hizmete giren IRIS-T SLM, insansız hava araçları, savaş uçakları, helikopterler ve seyir füzelerine karşı etkili bir çözüm sunuyor. Sistemin yüksek ateş gücü ve 360 derecelik koruma sağlama özelliği, Almanya ve Avrupa’nın hava savunmasındaki önemli bir eksikliği kapatıyor.
IRIS-T SLM’in öne çıkan özellikleri arasında:
Yüksek menzil ve irtifa: 40 kilometre menzile ve 20 kilometre irtifaya kadar etkili bir şekilde hedefleri vurabiliyor.
Çoklu hedef imhası: Aynı anda birden fazla hedefi takip edebiliyor ve etkisiz hale getirebiliyor.
Yüksek isabet oranı: Diehl Defence tarafından yapılan testlerde neredeyse %100 isabet oranı yakalandı.
Hızlı kurulum ve söküm: Savaş alanında hızlı bir şekilde konuşlandırılabiliyor.
Yüksek manevra kabiliyeti: Düşman radarlarından kaçınmak için hızlı manevralar yapabiliyor.
IRIS-T SLM, Ukrayna’da Rusya’nın hava saldırılarına karşı kullanıldığında büyük başarı gösterdi. Kiev Belediye Başkanı Vitali Klitschko, bu sistemin binlerce insanın hayatını kurtardığını belirtti. Ukrayna’nın IRIS-T SLM’ye olan talebi de oldukça yüksek. Almanya, Ukrayna’ya daha fazla IRIS-T sistemi tedarik etmeyi planlıyor.
IRIS-T SLM, Almanya’nın başlattığı Avrupa Hava Kalkanı projesinde de önemli bir rol oynayacak. Bu proje, Avrupa’nın hava savunmasındaki boşlukları kapatmayı ve kıtayı hava saldırılarına karşı daha güvenli hale getirmeyi amaçlıyor. IRIS-T, kısa ve yakın menzilli tehditlere karşı etkili bir çözüm sunarak, Avrupa’nın hava savunma sistemini güçlendirecek.
Almanya, son yıllarda hava savunma kapasitesini artırmak için önemli adımlar attı. Ülke, sadece IRIS-T SLM değil, aynı zamanda Patriot ve Arrow 3 gibi diğer gelişmiş hava savunma sistemlerine de yatırım yapıyor. Bu sayede Almanya, gelecekteki olası tehditlere karşı daha iyi hazırlanmış olacak.
Almanya’nın IRIS-T SLM hava savunma sistemini ordusuna katması, ülkenin hava savunma kapasitesini önemli ölçüde artıracak ve Avrupa’daki güvenliği güçlendirecek. Bu sistem, Ukrayna’da gösterdiği başarıyla da geleceğe dair umut verici sinyaller veriyor. Almanya’nın hava savunma yatırımları, ülkenin bölgedeki liderliğini pekiştirecek ve Avrupa’nın güvenliği için önemli bir katkı sağlayacak.
Ortadoğu’nun önemli aktörlerinden biri olan İran, askeri güçteki yükselişini sürdürüyor. Ülke, Soğuk Savaş döneminin kalıntısı olan M60 tanklarını kapsamlı bir modernizasyon sürecinden geçirerek, zırhlı birliklerine önemli bir güç katmış durumda.
İran’ın Tahran şehrindeki Shahid Zarharan Üretim, Modernizasyon ve Yenileme Merkezi, M60 tanklarını adeta yeniden doğurmuş durumda. “Soleiman-402” olarak adlandırılan bu modernize edilmiş tanklar, son teknolojiyle donatılmış ve zırh koruması konusunda dünya standartlarında bir seviyeye ulaştırılmış.
Modernize edilen M60 tanklarında dikkat çeken yenilikler arasında;
Güçlü Zırh ve Ateş Gücü: Reaktif zırh, kum torbası koruması gibi ek önlemlerle güçlendirilen tank, yeni nesil bir komuta kulesi ve daha etkili bir ateş kontrol sistemine sahip.
Gelişmiş Elektronik Sistemler: Lyrzi tespit sistemi, kızılötesi karıştırma sistemi, sis bombası gibi elektronik sistemler, tankın savaş alanındaki farkındalığını ve hayatta kalma şansını artırıyor.
Yüksek Manevra Kabiliyeti: Gündüz ve gece görüş kameraları, güçlendirilmiş motor ve süspansiyon sistemi sayesinde tank, her türlü arazi koşulunda etkin bir şekilde görev yapabiliyor.
Ek Özellikler: Akıllı yangın söndürme sistemi, telekomünikasyon sistemi ve karşı önleme sistemi gibi ek özellikler, tankın güvenliğini ve etkinliğini daha da artırıyor.
İran, son yıllarda askeri doktrinini hareketli taarruz ve hızlı tepki üzerine kurgulamış durumda. Bu doğrultuda yapılan modernizasyon çalışmaları, İran Kara Kuvvetleri’nin savaş alanındaki etkinliğini önemli ölçüde artıracak.
İran’ın askeri modernizasyon programı, bölgesel ve küresel düzeyde önemli tartışmalara neden oluyor. Komşu ülkeler ve Batılı güçler, İran’ın artan askeri gücünü endişeyle takip ediyor.
İran’ın modernize ettiği M60 tankları, ülkenin askeri gücüne önemli bir katkı sağlayacak. Bu gelişme, Ortadoğu’daki güç dengesini etkileyebilir ve bölgesel güvenlik ortamını daha karmaşık hale getirebilir.
Türkiye’nin savunma sanayisinin gururu Selçuk Bayraktar, Antalya’da düzenlenen TEKNOFEST Akdeniz’de yaptığı konuşmayla büyük yankı uyandırdı. Baykar Yönetim Kurulu Başkanı, ülkemizin savunma sanayisindeki muazzam başarısını “Öğrenilmiş çaresizlik yıkıldı” sözleriyle özetledi.
Yerli ve milli savunma sanayi ürünlerine olan talebin gün geçtikçe arttığını belirten Bayraktar, Türkiye’nin bu alanda dünyanın sayılı ülkeleri arasına girdiğini vurguladı. TEKNOFEST’te sergilenen birbirinden inovatif projeler, ülkemizin geleceği adına umut ışığı oldu.
Bu yıl 49 farklı kategoride düzenlenen TEKNOFEST yarışmalarına 1,5 milyondan fazla başvuru yapıldı. Bu rekor katılım, gençlerin teknolojiye olan ilgisinin ve Türkiye’nin geleceğine olan inancının bir göstergesi olarak değerlendirildi.
Bayraktar, kuantum, finansal ve nükleer enerji teknolojileri gibi geleceğin teknolojilerine yönelik yarışmaların da düzenlendiğini belirterek, Türkiye’nin bu alanlarda da söz sahibi olmayı hedeflediğini söyledi.
TEKNOFEST sayesinde yüzlerce genç girişimciye destek verildiğini ve yeni iş fikirlerinin ortaya çıktığını söyleyen Bayrakdar, Türkiye’nin girişimcilik ekosisteminin güçlendiğini vurguladı.
Baykar’ın çalışmalarına değinen Bayrakdar, Kızılelma projesinin yanı sıra uzay alanındaki çalışmaların da hızla devam ettiğini söyledi. Fergani adlı girişimleriyle uzayda önemli bir oyuncu olmayı hedefleyen Baykar, Türkiye’nin uzay teknolojilerindeki potansiyelini ortaya koyuyor.
Türkiye’nin savunma sanayisindeki başarısı, dünyanın dört bir yanından büyük ilgi görüyor. SİHA’lar, akıllı mühimmat sistemleri gibi birçok ürün, Türkiye’nin savunma sanayisinin markası haline geldi.
Selçuk Bayraktar, Türkiye’nin yükselen yıldızı olarak gösterilen genç ve başarılı bir mühendis. Baykar Makina’nın başında olan Bayraktar, Türkiye’nin savunma sanayisindeki dönüşümde önemli bir rol oynadı.
Selçuk Bayraktar’ın TEKNOFEST’teki konuşması, Türkiye’nin geleceği adına büyük umutlar taşıyor. Gençlerin yeteneklerini ortaya çıkarmaları ve ülkemizin teknolojik gelişimi için çaba göstermeleri, Türkiye’yi daha güçlü bir konuma taşıyacak.