,, ---
DOLAR 34,2739 0.44%
EURO 37,2134 0.39%
ALTIN 2.979,860,88
BITCOIN 23264621,25%
Cengiz Han Erdoğan

Cengiz Han Erdoğan

18 Ekim 2024 Cuma

Bakan Güler’den NATO’da Kritik Temaslar

Bakan Güler’den NATO’da Kritik Temaslar
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Brüksel’deki NATO karargahında yapılan iki gün sürecek toplantının ilk günkü oturumlarına katıldı.

DEAŞ ile Mücadele Koalisyonu Toplantısı’na iştirak eden Bakan Güler, toplantı öncesinde ABD’li mevkidaşı Lloyd Austin’in de aralarında olduğu çok sayıda mevkidaşıyla ayaküstü görüşmeler yaptı.

Bakan Güler, Ukrayna Savunma Bakanı Rüstem Umerov’la bir araya gelmiş, Rumen mevkidaşı Angel Tilvar ve Bulgar mevkidaşı Atanas Zapryanov’la üç ülke arasındaki askeri faaliyetleri kapsayan Niyet Mektubu’nu imzalamıştı.

 

Devamını Oku

ABD Hayalet Jet B-2’lerle Husileri Vurdu

ABD Hayalet Jet B-2’lerle Husileri Vurdu
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Başkan Joe Biden’ın emriyle ABD ordusu, Husilerin kontrolündeki bölgelerde beş yeraltı silah depolama tesisini hedef alan hassas hava saldırıları düzenledi. Bu tesisler Husilerin daha önce Kızıldeniz, Bab Al-Mandeb Boğazı ve Aden Körfezi’nde sivil ve askeri gemilere yasadışı saldırılar düzenlemek için kullandıkları çeşitli silah bileşenlerini barındırıyordu.

Bu, B-2 Spirit bombardıman uçağının Yemen’de devam eden çatışmalarda ilk operasyonel kullanımı oldu.

Uzun menzilli gizlilik yetenekleriyle tanınan B-2, Husilerin sertleştirilmiş silah depolama yerlerini hedef almak için gerekli bir avantaj olan derin tahkim edilmiş yeraltı hedeflerine nüfuz etme yeteneğine sahiptir.

Konvansiyonel saldırılardan etkilenmeyecek şekilde tasarlanan bu tesisler, ABD ordusunun en derine gömülü varlıkları bile ortadan kaldırma yeteneğini sergilemek için özellikle seçildi.

Şu anda, B-2 hayalet bombardıman uçaklarının nereden havalandığı -Missouri’deki (ABD Kıtası) Whiteman Hava Kuvvetleri Üssü’ndeki ana üsleri mi yoksa B-2’nin dünya genelindeki ileri harekat üslerinden biri mi olduğu- belirsizliğini korumaktadır. B-2’ler tarafından kullanılan silahların türü de bu yazının yazıldığı sırada bilinmiyor: B-2’nin “Husilerin füzeleri, silah bileşenlerini ve bölgedeki askeri ve sivil gemileri hedef almak için kullanılan diğer mühimmatları barındıran sertleştirilmiş yeraltı tesislerini” hedef almak için 30.000 kiloluk GBU-57 Bunker Buster bombalarını kullanıp kullanmadığını anlamak ilgi çekici olacaktır.

Henüz resmi olarak entegre edilmemiş olsa da, B-2’lerin 5,000 kiloluk GBU-72 Advanced 5K Penetrator kullanmış olma ihtimali de vardır.

The War Zone, B-2’nin SR1 yazılım ve donanım yükseltmelerinin potansiyel olarak desteklediği silahlardan birinin de ABD Hava Kuvvetleri’nin yeni 2,267 kg sınıfı GBU-72/B sığınak delici bombası olduğunu belirtti. Bu bomba, Gelişmiş 5,000 Pound Penetratör (A5K) olarak da adlandırılan BLU-138/B ile GPS güdümlü Müşterek Doğrudan Saldırı Mühimmatı (JDAM) kitini bir araya getirmektedir.

GBU-72, GBU-28 gibi eski modellere göre daha fazla ölümcüllük sunarak derin gömülü ve güçlendirilmiş hedefleri vurma zorluğunu ele almak için tasarlanmıştır. İlk olarak 2021 yılında F-15E Strike Eagle ile test edilen bomba, Mart 2024’te harici sabit noktalar kullanan bir B-1B Lancer bombardıman uçağındaki testler sırasında tekrar görüldü.

Savunma Bakanı Lloyd J. Austin III bu operasyonun önemini vurgulayarak şunları söyledi: “ABD Hava Kuvvetleri’ne ait B-2 Spirit uzun menzilli hayalet bombardıman uçaklarının kullanılması, ABD’nin gerektiğinde, her zaman, her yerde bu hedeflere karşı harekete geçme konusundaki küresel vuruş kabiliyetini göstermektedir.” Bu saldırı, ABD’nin uluslararası güvenliğe ve serbest deniz seyrüseferine yönelik tehditleri etkisiz hale getirme kararlılığını pekiştirerek düşmanlara güçlü bir mesaj vermektedir.

Son hava saldırıları Husilerin saldırılarını sürdürme kabiliyetlerini azaltmayı ve dünyanın en kritik su yollarından birinde faaliyet gösteren ABD güçlerini ve uluslararası müttefiklerini korumayı amaçlamaktadır.

Bu görevde B-2 Spirit bombardıman uçaklarının kullanılması, ABD’nin Yemen’deki askeri stratejisinin gelişen doğasının altını çizmekte ve modern savaşta ileri teknolojilerin önemini vurgulamaktadır. Yemen’deki durum gelişmeye devam ederken, ABD çıkarlarını savunmaya ve kilit uluslararası ticaret yollarının güvenliğini sağlamaya kararlıdır. (GDH Defence)

Devamını Oku

NATO Savunma Bakanları, Brüksel’de Toplandı

NATO Savunma Bakanları, Brüksel’de Toplandı
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Müttefik savunma bakanları, NATO Genel Sekreteri Mark Rutte başkanlığında yapılan ilk toplantıda, Brüksel’de NATO karargahında bir araya geldi.

Toplantıda, Türkiye’yi Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler temsil ediyor.

NATO Genel Sekreteri Rutte, toplantının girişinde basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.

Asya-Pasifik’teki ortaklar Yeni Zelanda, Avustralya, Japonya ve Güney Kore’nin savunma bakanlarının ilk kez bir NATO Savunma Bakanları Toplantısı’na katılacağını belirten Rutte, AB’nin de toplantıya katılacağını, bölgesel ortaklarla işbirliğini derinleştirmeye önem verildiğini söyledi.

Rutte, Brüksel’de aynı saatlerde düzenlenen AB zirvesine katılmak üzere gelen Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski’nin, NATO Savunma Bakanları Toplantısı’nın bir bölümüne de katılacağını bildirdi.

Genel Sekreterlik görevini üstlendiği 1 Ekim’de bu yana Zelenski ile ilk resmi ziyaretini yaptığı Kiev’de ve ardından Londra’da görüştüğünü anımsatan Rutte, bu kez üçüncü kez NATO karargahında bir araya geleceğini aktardı.

Mark Rutte, Zelenski’ye temmuzda yapılan Washington Zirvesi’nde taahhüt edilen 40 milyar avroyu yıl sonuna kadar teslim etme konusunda iyi bir nokta olunduğunu ifade edeceğini kaydetti.

“Açıkçası, Zelenski ve Ukrayna’nın Rusya ile görüşmelere güçlü bir konumdan başlayabileceği bir yerde olmak istiyoruz” diyen Rutte, ABD’nin dün duyurduğu Ukrayna’ya 425 milyon dolarlık yeni savunma yardımını memnuniyetle karşıladığını dile getirdi.

Orta Doğu’daki gelişmeler

Rutte, bir soru üzerine Orta Doğu’daki durumun doğrudan İttifak’ın gündeminde yer alamayacağını vurgulayarak, şu görüşleri paylaştı:

“Açıkçası, bence hepimiz Orta Doğu’da, Gazze’de, İsrail’de, tabii ki Lübnan’da olup bitenler konusunda son derece endişeliyiz. Şu anda İsrail, İran ve vekillerine karşı birden fazla cephede savaşıyor. Çok sayıda cana mal oluyor ve insanların çektiği acı hepimizi üzüyor. Müttefiklerimle yaptığım görüşmelerde, onların saatlerce bu krizi aşmaya çalıştıklarını biliyorum.”

Devamını Oku

Bağımsız Bir Savunma Sanayii Bekamızın Ayrılmaz Parçası

Bağımsız Bir Savunma Sanayii Bekamızın Ayrılmaz Parçası
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Brüksel’de düzenlenecek NATO Savunma Bakanları Toplantısı öncesinde soruları yanıtladı.

Savunma ve güvenlikle ilgili bölgesel ve küresel kaygıların arttığı bir dönemde toplantı içeriği ile ilgili değerlendirmelerinin sorulması üzerine Bakan Güler, NATO’nun, Avrupa-Atlantik bölgesinde savunma ve caydırıcılığın sağlanması ve üye ülkelerin güvenliklerinin kolektif teminatı olma noktasında hayati öneme sahip olduğunu söyledi.

Güler, NATO’nun kurulduğu günden bugüne kadar yaptıklarıyla başarısını kanıtlamış bir örgüt olduğuna vurgu yaparak, kapsamlı bir toplantı programına iştirak etmek üzere Brüksel’e gideceklerini dile getirdi:

“Toplantı kapsamında, kuruluşunun 10’uncu yılı münasebetiyle icra edilecek ‘DEAŞ’la Mücadele Uluslararası Koalisyonu Toplantısı’nda DEAŞ tehdidine ilişkin bilgi paylaşımında bulunacağız. Müteakiben NATO Savunma Bakanları Toplantısı’na iştirak edip, Washington Zirvesi’ndeki Asya-Pasifik ortaklarıyla işbirliğinin geliştirilmesi kararı çerçevesinde Avustralya, Yeni Zelanda, Japonya ve Güney Kore Savunma Bakanları ile ilk defa savunma bakanları seviyesinde bir araya geleceğiz.

NATO-Avrupa Birliği işbirliğine yönelik gayretleri destekliyoruz. AB üyesi olmayan müttefiklerin, AB’nin savunma girişimlerine tam katılımının sağlanması gerektiğinin altını bir kez daha çizeceğiz. Bunun yanı sıra başta toprak bütünlüğü olmak üzere Ukrayna’ya olan güçlü desteğimizi tekrar vurgulayacak, bununla bağlantılı olarak Karadeniz’in güvenlik ve istikrarına verdiğimiz önemi ve Montrö Sözleşmesi’ni dikkatli, sorumlu, tarafsız ve tavizsiz bir şekilde uyguladığımızı ifade edecek, NATO’da savunma ve caydırıcılık yapısının güçlendirilmesi çalışmalarına ilişkin görüş ve değerlendirmelerimizi sunacağız.”

Gazze’de derhal ateşkes

Bakan Güler, toplantıda, Gazze’de derhal ateşkesin sağlanması, insani yardımların engellenmeden yapılması, rehinelerin serbest bırakılması ve iki devletli çözüm temelinde barış görüşmelerine geri dönülmesi için kararlı ve net bir duruş sergilenmesi gerektiğine vurgu yapacaklarını belirterek, “Balkanlar, Suriye ve Irak’a ilişkin milli tutum ve değerlendirmelerimizi müttefiklerimizle paylaşacağız. Suriye ve Irak özelinde terörle mücadele harekatlarımızın kesintisiz ve kararlılıkla sürdürüldüğünü vurgulayarak, müttefiklerimizden özellikle PKK ve uzantıları dahil terörle mücadele konusunda aynı kararlı mücadeleyi beklediğimizin de altını çizeceğiz.” şeklinde konuştu.

Toplantılarda mevkidaşları ve NATO üst düzey yetkilileri ile yapacağı görüşmelerde gündemdeki konulara ilişkin görüş ve değerlendirmelerini, katkıları ve beklentilerini ifade edeceklerine işaret eden Güler, “Hassasiyetle üzerinde durduğumuz iki konu olan terörizmle mücadele ile ihraç kısıtlarının kaldırılması konularına bir kez daha dikkati çekeceğiz. Türkiye’nin güvenilir ve güçlü bir müttefik sıfatıyla bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da NATO’daki sorumluluklarını yerine getirmeye, NATO’ya ve Avrupa-Atlantik bölgesinin güvenliğine kayda değer katkılarda bulunmaya devam edeceğini dile getireceğiz.” diye konuştu.

Türk savunma sanayiindeki gelişmeler

Yaşar Güler, NATO Savunma Bakanları Toplantısı’nın ardından İstanbul’da düzenlenecek savunma, havacılık ve uzay sanayiinde bölgenin en büyük fuarlarından biri olan SAHA EXPO 2024’e katılacağının hatırlatılması üzerine, savunma alanında güçlü ve bağımsız olmayan milletlerin geleceğe güvenle bakabilmelerinin mümkün olmadığını belirterek, “Savunmamız ne kadar güçlü ve bağımsızsa, yarınlarımız o kadar güvenlidir.” ifadesini kullandı.

Türkiye’nin önceden, savunma sanayii dışa bağımlı, kısıtlı imkanlarla varlık yokluk mücadelesi veren bir ülke olduğunu söyleyen ve türlü engellemeler, zorluklar ve ambargolarla karşı karşıya bırakıldığı zamanların unutulmadığına dikkati çeken Güler, şunları kaydetti:

“Halen bu konuda örtülü örtüsüz kısıtlamalara ve ambargolara maruz kalmaktayız. Kıbrıs Barış Harekatı öncesinde ve sonrasında yaşananlar neticesinde elde edilen tecrübeler savunma ihtiyaçlarının karşılanmasında diğer ülkelere mutlak bağımlılığın sakıncalarını ortaya çıkarmıştır. Bu nedenle ülkemiz yerli ve milli savunma sanayii konusuna daha fazla önem vermeye başlamıştır. Özellikle son 20 yılda, Sayın Cumhurbaşkanı’mızın stratejik vizyonu, liderliği ve kararlı duruşları sayesinde yerli ve milli savunma sanayiinde çok kapsamlı ve önemli adımlar atılmıştır. Özellikle, üzerinde hassasiyetle durduğumuz ‘Milli Teknoloji Hamlesi’, egemenlik ve bağımsızlığımız için vazgeçilmezdir. Dolayısıyla güçlü ve bağımsız bir savunma sanayii, bekamızın ayrılmaz bir parçasıdır.”

Yerli ve milli ürünler sahada Mehmetçiğin gücünü artırıyor

Güler, bugün insansız kara, deniz ve hava araçlarından helikopterlere, silah ve akıllı mühimmatlardan füzelere, hava savunma ve elektronik harp sistemlerine kadar geniş bir yelpazede ihtiyaç olan teknolojilerin, yerli ve milli olarak tasarlanıp üretildiğine, ayrıca çok sayıda ülkeye de ihraç edildiğine dikkati çekti.

Bu çalışmalar neticesinde ortaya çıkan silah ve sistemlerin, operasyon sahalarında etkinliklerini kanıtladığını ve Mehmetçiğin harekat bölgesindeki gücünü artırırken, güvenlik riskini de asgari seviyeye düşürdüğünü belirten Güler, şöyle devam etti:

“Yerli ve milli savunma sanayii ürünleri ile teçhiz edilen kahraman ordumuzun elde ettiği başarılar vatandaşlarımız tarafından gururla takip edilirken personelimizin moral ve motivasyonu ile güven duygusunu da yükseltmekte, topyekun bir sinerji oluşturmaktadır. Bölgesel ve küresel düzlemdeki son gelişmeler, yaşanan çatışma ve savaşların ortaya çıkardığı durum ve uluslararası güvenlik mimarisinde meydana gelen kırılmalar, savaş hukuku ve insancıl hukukun hiçe sayılması göz önüne alındığında dünyada artık hiçbir ülke kendini tamamen güvende hissedememektedir.

Bugün Norveç ve Finlandiya gibi risk, tehdit ve tehlikelerin uzağında olduğunu düşünen birçok ülke dahi, savunma harcamalarını artırma, askeri sanayii yatırımları yapma, savunma ve güvenliğini geliştirici tedbirler alma ihtiyacı hissetmektedir. Ukrayna-Rusya savaşında görüldü ki yaklaşık 30 ülke bir araya gelerek Ukrayna’nın mühimmat ihtiyacını karşılayamadı. Bu durum silah ve mühimmat stoku ile savunma alanında daha hazırlıklı olunmasının önemini açıkça ortaya koymaktadır. Dolayısıyla herkes kendini geliştirmeye, bağımlılığını en aza indirmeye gayret etmekte ve böyle olmazsa ağır bedeller ödeyeceğinin farkına varmaktadır.”

Bakan Güler, savunma sanayiinin teknolojik gelişmelerin en hızlı yaşandığı alanlardan biri olduğuna işaret ederek, şöyle konuştu:

“Sahada elde edilen tecrübelerin ürün geliştirme süreçlerine yansıtılması ve sektördeki yakın işbirliği ile oluşturulan sinerjinin artarak devam etmesi, sürdürülebilir bir yerli ve milli savunma sanayii ekosistemimiz için hayati önem taşımaktadır. Şu hususu gururla ifade edebiliriz ki, Türkiye Cumhuriyeti, Sayın Cumhurbaşkanı’mızın vizyoner liderliği ile gerek kendi coğrafyasında gerekse dost ve müttefik ülke coğrafyalarında aranılan, tüm istikrar politikalarının vazgeçilmez parçası olmuş bir durumdadır.

Dolayısıyla yerli ve milli savunma sanayimizde geldiğimiz noktayı daha da ileriye taşımamız ve bunu yaparken de hızlı hareket etmemiz gerektiğinin bilincindeyiz. Zira Türkiye’nin etki ve ilgi alanlarında sıcak çatışmaların varlığı, sürekli dönüşen harp sahasının gereksinimleri, daima güçlü ve hazırlıklı bir yapıyı ve tam bağımsızlığı zorunlu kılmaktadır.”

Pençe-Kilit’te son durum

Milli Savunma Bakanı Güler, terörle mücadelede gelinen nokta ve özellikle Pençe-Kilit operasyonunda son durumun ne olduğuna ilişkin soru üzerine, son yıllarda belirlenen konsept değişikliğiyle “terörü kaynağında yok etme” anlayışını uygulamaya koyduklarını hatırlattı.

Geçmişte yürütülen “sınırlı hedefli ve süreli” askeri harekatların yerine, “sürekli ve kapsamlı” operasyonlarla terör örgütüne ağır darbeler vurduklarını ve örgütün hareket kabiliyetini bitme noktasına getirdiklerini ifade eden Güler, sahanın gerektirdiği, alışılmadık ve öngörülemez düzeyde özgün, terör örgütünün sezemeyeceği ve tepki veremeyeceği bir tempo ile kesintisiz şekilde operasyonları sürdürdüklerini söyledi.

Güler, şu ana kadar büyük bir başarıyla sahada tesis edilen kontrolün daha da genişletilmesi, terör örgütünün eylem ve hareket kapasitesinin sıfırlanması için Mehmetçiğin gözünün değmediği, ayağının basmadığı yer bırakmadığını, alandaki hakimiyeti daha da geliştirdiğini aktardı.

Örgüt mensuplarının kendi aralarında yaptıkları görüşmelerde de büyük kayıplar yaşadıklarını itiraf ettiklerini belirten Güler, “Örgüt elebaşları sadece kara propaganda ve dezenformasyon ile düştükleri acziyeti örtmeye çalışmaktadır. Bu yüzden tek çareleri, Türk adaletine bir an önce teslim olmaktır. Hedefimiz, terör belasını asil milletimizin gündeminden tamamen çıkarmaktır. Bu bağlamda Irak’ın kuzeyinde devam eden Pençe-Kilit harekatı planlandığı şekilde başarıyla devam ediyor. PKK’nın 30 yıldır girilemeyen bölgelerine girdik, bir de üstüne kilidi kapatıyoruz. Artık kilidin kapatılmasına çok yakın olduğumuzu rahatlıkla söyleyebiliriz.” ifadelerini kullandı.

Devamını Oku

PARS ALPHA, SAHA EXPO’da Vitrine Çıkacak

PARS ALPHA, SAHA EXPO’da Vitrine Çıkacak
0

BEĞENDİM

ABONE OL

FNSS tarafından geliştirilen PARS ALPHA 8×8, SAHA EXPO Uluslararası Savunma, Havacılık ve Uzay Sanayii Fuarında boy gösterecek.

Bu yıl Suudi Arabistan’daki World Defense Show’da ilk kez vitrine çıkan PARS ALPHA 8×8, SAHA EXPO ile bu kez doğduğu topraklarda ilk kez tanıtılacak.

Mekanize piyadenin muharebe alanında görevini üstün başarıyla icra etmesine olanak sağlamak için üretilen PARS ALPHA 8×8, FNSS’nin kara sistemlerindeki uzmanlığının ve değişen kullanıcı gereksinimlerinin karşılanması öngörüsünün sahadaki bir yansıması olarak dikkati çekiyor.

PARS ALPHA 8×8, yeni nesil zırhlı muharebe araçları alanında yenilikçi çözümlere öncülük ederek üstün hareket ve beka kabiliyeti, dayanıklılık, durumsal farkındalık ve yaşam destek sistemlerini barındıran teknolojileri tek platformda bir araya getiriyor.

Fark yaratan hareket kabiliyetine sahip

Her türlü arazi ve hava koşulunda üstün hareket kabiliyetine sahip PARS ALPHA, FNSS’nin 8×8 araçlarında tecrübe ettiği tüm tekerleklerden tahrikli sürüş, yükseklik ayarlanabilir bağımsız süspansiyon ve tüm akslardan dönüş sistemini, yenilikçi tasarım ve önden güç grubunun getirdiği eşit aks dağılımı ile birleştirerek fark yaratan bir hareket kabiliyeti sunuyor.

Ayarlanabilir sürüş yüksekliğine sahip hidropnömatik süspansiyon sistemi farklı arazi koşullarına kolay adaptasyon imkanı ve aracın siluetini düşürmeye pozitif katkı sağlıyor. Tüm akslardan dönüş sistemi ile özellikle dar alanlardaki meskun mahal senaryoları için optimize edilmiş bir dönüş yarıçapıyla arazide yüksek manevra kabiliyeti sağlıyor.

Saatte 115 kilometrenin üzerinde hıza ulaşabilen PARS ALPHA, sahip olduğu güç paketi ve tüm akslardan yönlendirme sistemini kilitleyebilen özellikleri ve en iyi yol tutuşu için aracın yüksekliğinin ayarlanmasını sağlayan gelişmiş süspansiyon sistemi sayesinde dünya çapındaki zırhlı mekanize piyade birliklerinin tercihi olacak bir seçenek olarak öne çıkıyor.

Süspansiyon sisteminin getirdiği avantajlara ek olarak eşit aks dağılımını sağlayacak özgün tasarımı, tekerlerden birinin kaybında bile aracın hareket kabiliyetini koruyarak görevini sürdürmesini sağlıyor. 800 kilometrenin üzerinde operasyonel menzile sahip araç, yakıt ikmali gerektirmeden uzun mesafeli intikallere imkan veriyor.

Devamını Oku