,, ---
DOLAR 34,4959 0.09%
EURO 36,2562 -0.3%
ALTIN 2.956,960,76
BITCOIN 33676233,99%
Cengiz Han Erdoğan

Cengiz Han Erdoğan

21 Kasım 2024 Perşembe

“Dünya Savaşı”na Hazırlık İçin “Teknoloji ve Milli Savunma Dersleri”

“Dünya Savaşı”na Hazırlık İçin “Teknoloji ve Milli Savunma Dersleri”
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Prof. Dr. Faruk TAŞÇI – 29 Haziran 2024

 

İnsanlık, birinci ve ikinci dünya savaşları gibi tüm dünyayı etkileyen iki büyük olaya şahit oldu. Günümüzde de çatışmalar/savaşlar dünyanın değişik bölgelerinde farklı dozajlarla devam ediyor. Dünyadaki son gelişmelere bakılarak “acaba üçüncü dünya savaşının ayak izleri mi?” sorusu soruluyor.

Batılı Ülkeler Dünya Savaşı’na Hazırlanırken

Batılı ülkelerin yöneticileri açıkça “üçüncü dünya savaşı” demeseler bile, “büyük savaş” veya “büyük çatışma” söylemleri etrafında hazırlıklarını yapıyorlar. ABD zaten yıllardır uyguladığı “savaş/işgal” politikaları ile savaşa hazır olduğunu hatta savaşın taraflarından birinin lideri olacağını değişik biçimlerde belli ediyor.

Avrupa ülkeleri de ABD’yle bağlantılı veya yer yer bağlantısız olarak “büyük savaş”a işaret ediyorlar. Mesela yakın zamanda Almanya Savunma Bakanı Rusya ile Batı’nın 5-8 yıl içinde savaşa gireceğini, bu nedenle Avrupa Birliği’nin bir an evvel savaş hazırlıkları için gereğini yapması lazım geldiğini açıkça beyan ediyor. Birleşik Krallık Genel Kurmay Başkanı da muhtemel Batı-Rus savaşına atıfla askerlik için kadınların ve erkeklerin göreve hazır olmaları hususunu gündeme getiriyor. Fransa’da da Polonya’da da Romanya’da da Hollanda’da da benzer hareketlilikler söz konusu. Öyle ya da böyle Avrupa ülkeleri yer yer NATO içinde yer yer de NATO’dan bağımsız olarak kendi aralarındaki ortaklıklar ile “savaşa hazır” olma çabalarını açıkça gösteriyorlar.

Elbette Türkiye de (mesela en son Dışişleri Bakanı’nın ve TSK’nin açıklamalarından görülebildiği gibi) durumun farkında olan bir ülke. Bunun gereği olarak zaten özellikle son on yıldır savaş için gerekli olan teknolojileri geliştirme konusunda tüm adımları atıyor. Kobra, altay tankı gibi kara platformları, insansız deniz araçları başta olmak üzere tüm deniz platformları, insansız hava araçları örneğindeki gibi tüm hava platformları, topçular-roketler-füzeler, küçük silahlar, elektronik savaş sistemleri, sensörler ve tüm yazılımlar bu adımların birer yansımaları.

Türkiye’de Toplumu Büyük Savaş’a Hazır Hale Getirmek

Ancak muhtemel savaşların en önemli ayağı teknolojik hazırlıklar gibi görünmekle birlikte, aslolan savaşa ve savaş teknolojisine aşina bir toplumsal zeminin de var olması veya var olması için gerekli hazırlıkların yapılıyor olması.

Batı toplumlarında olduğu gibi Türkiye’de de toplumun genel kesimi medya üzerinden “büyük savaş” için belli bir “ısınma/alışma” sürecini yaşamış durumda. Zira dünyanın herhangi bir yerinde (Ukrayna, Gazze gibi) yaşanan savaş/çatışma/işgal/soykırım durumu “anında” ve “detayları” ile toplumun geniş kesiminin önüne geliyor; nelerin olup bittiği hemen görülebiliyor. Bu durum, ister istemez toplumun savaşa ve savaş ortamlarına “aşinalığı”nı sağlama işlevi görüyor.

Bunların da üstüne; Türkiye’de (Selçuklu, Osmanlı) tarih temelli dizilerin son on yıldaki varlığı ve etkisi inkâr edilemez. Bunlar sayesinde dünyada yaşanan savaşları bizzat “görmesi” yanında Türk toplumu geçmişte olanları “hatırlama” imkânı buluyor. Böylece bu tarz diziler, toplumdaki (cenk-cihad-şehadet, vatan-millet-devlet gibi) “savaş şuuru”nun karşılıkları olan unsurların devreye girmesine katkı sağlıyor.

Böyle bir birleşmenin (şuurun devreye girmesinin) gençlerin bir kısmı üzerinde etkili olduğu söylenebilir ancak gençlerin geniş kesimi için “büyük savaş öncesi farkındalık artırıcı” ve “gerektiğinde bizzat sürece dahil olma arzusu uyandırıcı/geliştirici” olma anlamında daha fazlası gerekiyor. Daha fazlası için sistematik plan dahilinde, eskiden var olup da bir müddettir var olmayan bir imkan eğitimde yeniden gündemine gelmeli: “Milli Güvenlik Dersleri”.

2 Şubat 1980 tarihli yönetmelikle sivil okullarda (yani MEB’te) askeri eğitimin ve şuurun uzantısı olarak “Türk gençliğinin tümünde doğal olarak bulunan millî güvenlik bilincini topyekûn harbin isteklerine göre pekiştirmek” amacıyla “Milli Güvenlik Dersi” okutulmaya başlandı, 2012’de ise dönemin değişen güvenlik algısına ve Avrupa Birliği uygulamalarına atıf yapılarak kaldırıldı.

Ancak gelinen noktada çoğu Avrupa ülkesinde “savunma eğitimleri” tekrar sivil müfredatların birer parçası haline gelmiş durumda olduğu için ve Avrupa ülkeleri de açıkça savaş hazırlıkları yaptıkları için Türkiye’nin geniş toplum kesimlerini ve özellikle gençlerini muhtemel “büyük savaş”a her türlü hazırlamak adına bu dersin yeniden devreye sokulması elzem.

Dersin isminin (eski dönemin bazı olumsuz çağrışımlarını dikkate alarak) “Teknoloji ve Milli Savunma” olması, derslerin lise son sınıf öğrencilerine has olması, derslerin bir kısmının askeri kışlaları ve savunma sanayi kuruluşlarını bizzat ziyaret ile şuur artırıcı bir şekilde yapılması daha etkili olacaktır. Böylece, muhtemel büyük savaş hazırlığı kapsamındaki bu hamle ile, Osmanlı döneminden kalan “ordu millet” vasfının yeniden, daha güçlü bir şekilde ve tam olarak tesis edilmesi de mümkün olsun.