,, ---
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Türkiye’nin savunma sanayii alanındaki kritik gelişmelerine dair dikkat çeken açıklamalarda bulundu. ABD ile uzun süredir devam eden F-16, F-35 ve S-400 süreçlerine değinen Bakan Güler, Türkiye’nin savunma stratejilerinde önemli bir dönemeçte olduğunu vurguladı. Özellikle F-16 alım süreci ve modernizasyon projeleriyle ilgili detaylar, savunma politikalarına dair merak edilenleri aydınlattı.
ABD’den F-16 alımına ilişkin gelişmeleri paylaşan Yaşar Güler, Blok 70 tedariki kapsamında başlangıç ödemesinin yapıldığını belirtti. Türkiye’nin bu süreçte 40 adet F-16 savaş uçağı alacağını ifade eden Güler, aynı zamanda modernizasyon kitleriyle ilgili önemli bir kararı da duyurdu.
“Blok 70 tedariki ödemesi kapsamında başlangıç ödemesi yapılmıştır. 40 tane F-16 alacağız, 79 modernizasyon kitinden vazgeçtik” diyen Bakan Güler, Türkiye’nin savunma sanayii ihtiyaçlarını karşılamak için yeni bir yol haritası çizdiğini belirtti.
Bu açıklama, Türkiye’nin hava kuvvetlerini güçlendirme çabalarının hız kesmeden devam ettiğini gösteriyor. F-16 alımı, hem bölgesel güvenlik hem de uluslararası ilişkiler açısından büyük önem taşıyor.
Yaşar Güler, ABD ile yaşanan F-35 krizine dair de önemli bilgiler paylaştı. Türkiye’nin F-35 programına dahil olduğu dönemde, 1.4 milyar dolarlık bir başlangıç ödemesi yaptığını hatırlatan Güler, şu ifadeleri kullandı:
“F-35’te 6 tane uçağımız var orada. F-35 için 1.4 milyar dolar başlangıç ödemesi yapıldı. Şimdi KAAN’ı yaptığımızı görünce düşünceleri değişti. Verebileceklerini ifade ediyorlar. ABD’ye F-35’i almak için teklifimizi yeniden ilettik.”
Bu açıklama, Türkiye’nin F-35 programına yeniden dahil olma ihtimalini gündeme getirdi. Özellikle yerli savaş uçağı KAAN’ın geliştirilmesi, ABD’nin Türkiye’ye yönelik tutumunda bir değişikliğe yol açmış gibi görünüyor.
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, S-400 hava savunma sistemleriyle ilgili de önemli bir noktaya dikkat çekti. ABD’nin bu konuda artık bir itirazının kalmadığını belirten Güler, Türkiye’nin savunma sanayiindeki bağımsızlık hedeflerine vurgu yaptı. Bu gelişme, Türkiye’nin savunma alanında daha esnek bir politika izleyebileceğini gösteriyor.
Bakan Güler, konuşmasının sonunda Altay tankı projesine de değindi. Türkiye’nin yerli ve milli tank üretimi konusundaki çalışmalarının hızla devam ettiğini belirten Güler, “Altay tankını 2025’in sonunda almaya başlayacağız” dedi. Bu açıklama, Türkiye’nin kara savunma sistemlerinde de önemli bir aşamaya geldiğini gösteriyor.
Altay tankı, Türkiye’nin savunma sanayiindeki yerli üretim kapasitesini artırma hedefinin bir parçası olarak dikkat çekiyor. 2025 yılı itibarıyla teslimatların başlaması, Türkiye’nin kara kuvvetleri açısından büyük bir güç kazanımı anlamına geliyor.
Yaşar Güler’in açıklamaları, Türkiye’nin savunma sanayiinde izlediği stratejik hamlelerin bir özetini sunuyor. İşte bu süreçte öne çıkan bazı önemli noktalar:
F-16 Alımı: 40 adet Blok 70 F-16 savaş uçağı alımı için başlangıç ödemesi yapıldı.
Modernizasyon Kitleri: 79 adet modernizasyon kitinden vazgeçildi.
F-35 Süreci: Türkiye, ABD’ye F-35 alımı için yeni bir teklif sundu.
S-400 Hava Savunma Sistemleri: ABD’nin S-400 konusundaki itirazları sona erdi.
Altay Tankı: Yerli üretim Altay tanklarının teslimatı 2025 yılı sonunda başlayacak.
Türkiye, son yıllarda savunma sanayii alanında yerli üretime ağırlık veriyor. KAAN savaş uçağı, Altay tankı ve diğer projeler, Türkiye’nin bu alandaki bağımsızlık hedeflerini destekliyor. Yaşar Güler’in açıklamaları, bu vizyonun bir parçası olarak değerlendirilebilir.
Türkiye, hava kuvvetlerini modernize etmek ve bölgesel güvenliği artırmak için F-16 alımına ihtiyaç duyuyor. Blok 70 F-16’lar, gelişmiş teknolojik özellikleriyle dikkat çekiyor.
Türkiye, F-35 programına dahil olduğu dönemde 1.4 milyar dolarlık ödeme yaptı. Şu anda, ABD ile yapılan görüşmeler sonucunda F-35 alımı yeniden gündemde.
ABD, daha önce S-400 alımı nedeniyle Türkiye’ye yaptırım uygulamıştı. Ancak son dönemde, bu konuda bir itirazlarının kalmadığı ifade ediliyor.
Altay tanklarının teslimatına 2025 yılı sonunda başlanması planlanıyor. Bu proje, Türkiye’nin yerli üretim kapasitesini artırmayı hedefliyor.
KAAN, Türkiye’nin savunma sanayiindeki bağımsızlık hedeflerinin bir sembolü olarak öne çıkıyor. Yerli üretim olması, Türkiye’nin dışa bağımlılığını azaltıyor.