
Öğr. Gör. Ömer Memoğlu – Yüksek Teknoloji Araştırma Merkezi (YUTAM) Başkanı
5. jenerasyon terör/izm, klasik terör yöntemlerinden farklı olarak bireyselleşmiş ve yüksek teknoloji destekli saldırılarla şekillenecek. Devlet dışı aktörlerin ve bireysel teröristlerin dağınık yapılar hâlinde vekalet savaşları icra etmeleri ve yapay zekâ destekli saldırılarla hareket etmesi beklenmektedir. Bu bağlamda güvenlik birimlerinin artan ve bireyselleşen tehditlere yönelik tehdit analizi yapması ve operasyonel yanıt vermesi zorlaşmaktadır.
5. Jenerasyon Terörizm (5th Generation Terrorism) Nedir?
5. jenerasyon terörizm (5th Generation Terrorism – 5GT), geleneksel terörizm anlayışından farklı olarak, merkezî bir liderliğe veya belirli bir ideolojiye sıkı sıkıya bağlı olmaksızın esnek, ağ tabanlı ve genellikle siber alanı etkin şekilde kullanan yeni nesil terör tehditlerini tanımlamaktadır. Bu kavram, özellikle devlet dışı aktörlerin gelişmiş teknolojilerden ve asimetrik savaş taktiklerinden faydalanarak uluslararası güvenliği tehdit ettiği bir süreci ifade etmektedir.
Bu bağlamda, Jeffrey Simon’ın “Lone Wolf Terrorism: Understanding the Growing Threat” (2013) adlı çalışmasında, terörizmin evrimsel aşamalarından biri olarak bireysel eylemcilerin ve çevrimiçi radikalleşmenin artışı vurgulanmaktadır. Simon’a göre, 5GT’nin temel özellikleri arasında siber saldırılar, biyolojik ve kimyasal tehditlerin yaygınlaşması ve yapay zekâ destekli otonom sistemlerin kötüye kullanımı yer almaktadır.
5. Jenerasyon Terörizm Çağında 3D Yazıcıların Bireysel Silahlanma Sürecinde Yaratacağı Riskler
3D yazıcılar, silah üretim sürecini anonim ve izlenemez hâle getiriyor. Bu kapsamda terörist unsurların mühimmat/silah temin süreci kolaylaşıyor. 3B modelleme yeteneğine sahip bireysel teröristler, DarkWeb üzerinden veya kendi yerel sistemlerinde silah modelleri geliştirerek klasik silah kaçakçılığı süreçlerini aşabilmekte, bu kapsamda siber takip süreçlerini aşabilmektedirler. Bu durum da güvenlik güçlerinin geleneksel silah tedarik zincirlerini denetleme kabiliyetini ortadan kaldırırken, sahada öngörülemeyen silah ve mühimmat türleriyle karşılaşılma riskini artırıyor.
3D yazıcılar kapsamında üretilen özgün silah ve mühimmatların terör saldırılarında kullanılmadan önce güvenlik güçleri tarafından menzili/etki alanı tespit edilemediğinden kullanılması durumunda sonuçları üzerine analiz gerçekleştirilemiyor. Bu çerçevede saldırı gerçekleştirilmeden erken müdahalenin önemi artmaktadır. Bu durum da operasyonel süreci riske sokmaktadır. Erken müdahele hayat kurtarabileceği gibi kimi zaman da operasyonel sürecin arka planındaki büyük bağlantının çözülmesi sürecine zarar verebilmektedir.
Yapay Zekâ Destekli Tehditler ve 5. Jenerasyon Terörizme Karşı Koyma Kapsamında Tek Er Operasyonları
Yapay zekâ, terörist grupların stratejik planlama ve operasyonel yeteneklerini ciddi ölçüde artırmakta, bireyselleşmiş terör/izm tehditlerinin kabiliyet ve etkinliğini genişletmektedir. Özellikle bireyselleşmiş terör/izme karşı koyma noktasında tek er operasyonlarının da bu çerçevede önemi artırmaktadır. Terörle mücadelede 5. Jenerasyon terörizme karşı koyma noktasında tek bir erin yüksek teknoloji ekipmanları ile donatılarak istihbarat birimi tarafından kaleden desteklenmesi süreci (Bknz. Dijital Asker – Cengaver) artan tehditlere yönelik gerekli bir strateji olarak görülmektedir.
Yapay zekâ destekli analiz ve hedefleme sistemleri, saldırıların etkinliğini artırırken, güvenlik güçleri için öngörülebilirliği de azaltmaktadır. Bu kapsamda sahada yüksek teknoloji ile donatılmış tek erlerin bulunması operasyonel süreçte maksimum verim almayı sağlayabilir ve erken müdahale imkân ve kabiliyetlerine katkı sunabilir.
Vekalet Savaşları ve Teknolojik Güç Dengesi
Modern vekalet savaşları, yalnızca devletlerin geleneksel askerî unsurları desteklemesiyle sınırlı kalmayıp, paralı askerler ve savunma şirketleri, yapay zekâ destekli savaş stratejileri ve 3D yazıcılarla üretilen yerel mühimmatların kullanımıyla daha da karmaşık bir hâle gelmiştir. Bu süreçte vekalet savaşları çerçevesinde devletler arası çatışmaların dolaylı yollardan yürütülmesi, uluslararası güvenlik dengelerinde ciddi ölçüde kırılganlık yaratmaktadır. Küresel güvenliğin tesisinde terörle mücadele noktasında bilgi paylaşımı ve işbirliğinin önemi oldukça büyüktür. Ancak jeopolitik çıkar ve menfaat çatışmaları çerçevesinde yürütülen istihbarat diplomasisi süreçlerinin arka planında çok farklı senaryolar ile karşılaşılmaktadır.
İstihbarat diplomasisi çerçevesinde yürütülen sürecin jeopolitik denge ve vekalet savaşları yürüten aktörler bağlamında analiz edilmesi süreci de bireyselleştirilmiş terörizm kapsamında aktörler fazlalaşacağından yapay zekâ sistemlerinden karar-destek alınması gerekebilir. Örneğin, bir devlet dışı aktör/bireysel bir terörist, 3D yazıcılarla ürettiği silahları kullanarak belirli bölgelerde bu grupları/aktörleri etkilemek adına-istihbarat diplomasisi sürecini yıpratmak adına düşük yoğunluklu çatışmalar başlatabilir ve bu da bölgesel ve küresel istikrârsızlığı artırabilir.
Sonuç: Geleceğin Güvenlik Stratejileri
5. jenerasyon terörizmle mücadele kapsamında devletlerin proaktif stratejiler geliştirmesi kritik önemde. Yapay zekâ tabanlı tehdit analizi/karar-destek sistemleri, 3D yazıcı teknolojisinin denetimi/silah ve mühimmat geliştirme sürecinde karanlık ağda kullanımı ve vekalet savaşlarının yarattığı risklerin azaltılması için çok yönlü/çok boyutlu politikalar uygulanmalıdır.
Terörist unsurların (bireyselleşen teröristlerin) iz bırakmadan silah ve mühimmat üretme kapasitesi arttıkça, güvenlik güçlerinin istihbarat toplama ve operasyonel müdahale kabiliyeti de yapay zekâ destekli sistemlerle geliştirilmeli, artırılmalıdır. Sahada ise tek er operasyonları kapsamında yüksek teknoloji ile donatılmış Cengaverler iş başında olmalıdır.
Yüksek teknoloji hem güvenliğin tesisi hem de terör tehdidi açısından çift yönlü bir etkiye sahiptir. Tehditler artıkça karşı koymaya yönelik fırsatlar da artmaktadır. Süreci doğru okumak ve gerekli stratejileri yetkili kurum/birimlerle koordineli bir şekilde yürüterek sürece uyum sağlayan entegre sistemler geliştirerek sürekli güvenlik paradigmalarını güncellemek stratejik önemdedir.
Devletler 3D yazıcılar, yapay zekâ ve bireyselleştirilmiş terör/izm tehdidi kapsamında sürdürülmesi muhtemel yeni nesil düşük yoğunluklu vekalet savaşlarının neden olabileceği güvenlik açıklarını kapatmak adına daha entegre ve ileri düzey stratejiler geliştirmeli, yüksek teknolojiyi etkin/yetkin kullanmalı ve takip etmelidir.